gecce-

İnstagram: @egzersizce_

Harika bir bayram geçirmiş olmanızı diliyorum. Yaz mevsimi çoğumuzun en sevdiği mevsim. Sokaklara, sahillere döküleceğiz. Dostlarla gülüp eğleneceğiz. Seyahatler planlanacak. Gezeceğiz, yüzeceğiz, bolca keyifli zaman geçireceğiz. Tatillerde buluşacak ve her zamankinde daha enerjik olacağız. Tabi bedenimiz de bizi desteklerse. Nasılsa bunların hepsini keyifle yapabilmek için bedenimizin konforunun ve sağlığının yerinde olması lazım.

Tırnağımız batsa hayatımızın konforu bir anda 10’dan 3’e düşüyor. Ayakkabı vursa acı çekiyoruz. En önemli şey bedenimizin konforu. Bedenimiz konforlu olsun ki her günden maksimum keyif alabilelim. Var mı canınızı sıkan ağrılarınız? Var mı sizin de sabah yataktan kalkarken keyfinizi konforunuzu kaçıran şikayetleriniz? Varsa alın kahvenizi gelin, bu yazımda size çok şey anlatıyor olacağım.

Keyif, konfor tek bir sebeple kaçmaz!

Nasıl yani? Kasını zorlarsan yırtılır. Bu kadar basit değil mi?

Değil!

Efendim herhangi bir bedensel sorun yaşayabilir elbette yaralanabiliriz. Demirden yapılmadık. Kırılgan yanlarımız da var ancak insan bedeni camdan da değil. Kolay yaralanan bir yapımız yok aslında. Misal, Tayland’ın ve Burma’nın Kayan kadınları 5-6 yaşlarından itibaren boyunlarına sıra sıra halkalar geçirir ve bedenlerinin şeklini değiştiren bir evrime girerler.

Merak edenleriniz varsa şuradaki linke bir bakın derim;

https://tr.wikipedia.org/wiki/Kayanlar

Halkaların sayısı giderek artarken halkalar boyunlarının uzamasına ve incelmesine sebep olur. Halkalar çıkarılırsa yaşayamaz hale gelene kadar incelen ve uzayan kemik ve tendonları ile Kayan kadınları, insan bedeninin her koşula uyum sağladığının en büyük göstergelerindendir. Bakınız buradan çıkan çok önemli bir sonuç var:

BEDEN ŞEKİL DEĞİŞTİREBİLİR, UYUMLANABİLİR.

Başka bir örnekten bakalım bu işe, kaslı ve iri insanlara bir bakalım şimdi.

Bunun nasıl olduğunu bilmeyenimiz var mı? Doğru beslenme, düzenli direnç egzersizleri sayesinde kaslarımız efsane bir görünüme gelebilir. Yani ne ekersek bu bedende onu biçeriz. Eğer bedenin her dokusunun kaslar gibi olduğunu düşünürsek, dokularımızı sağlıklı tutmamızın bizi ne kadar dinçleştireceğini de anlayabiliriz. Bedenimizde bu konu kesin bir kuralla anlatılabilir:

YA KULLAN, YA DA KAYBET!

Evet her doku bir fonksiyon için yaratılmış. O fonksiyonu yapmazsak, o dokuları kaybederiz.

Bakın şu resimdeki harika adam egzersiz yapmayı 1 ay bıraksın, bu kadar harika kalıyor mu? Neden? Çünkü o güzelim kaslar çalışmazsa kaybolur.

Siz şimdi olayın bütününe, büyük resme odaklanın. İnsan bedeninde nasıl bir yapılanma var görebiliyor musunuz? Bedene ne ekerseniz onu biçiyorsunuz. Gerçekten toprak gibi. Emek verdiğinizde size bağ bahçe veriyor. Emeği ne yönde verirseniz de o yönde bağ bahçe. Kayanlar uzun boyun seviyor, bedenleri onu veriyor. Bizim yakışıklılar güzeller de kas sevince, karşılığında harika bir beden alıyorlar.

Sakın ola yaşla insan bedenindeki işleyişin mutlaka kötüleşeceği inancına sıkı sıkıya sarılmaya kalkmayın. Beyin inançları bize yaşatmak için elinden geleni yapar. Bu yüzden kötü inançlarınızla en kısa sürede vedalaşmanız gerekir. Şimdilerde sosyal medya, 50’li yaşlarından sonra spora ve doğru beslenmeye başlayıp çılgınca gençleşen ve dinçleşen insanların hikayeleriyle dolu. Bahaneler her yerde varlar. Siz almak isterseniz doğru örnekler de oradalar.

Son olarak dikkatimizi nasıl olup da çıtır seslerle azıcık işlerle yaralanabildiğimize gelirsek, bu kısım hem biraz karmaşık hem de basit. Çalışan kas kuvvetli olur peki çalışmayan kas? Elbette kolayca yaralanabilir. Ne demiştik?

KULLAN YA DA KAYBET.

İşte hiç egzersiz yapmayan bir kişinin dokularının elbette mukavemeti düşer. Daha kolay yaralanabilir. Ancak yine de aslında sizi inciten şey sandığınız gibi yanlış yatmak, eğilmek kalkmak falan da değil.

Bunu da bir sonraki yazımda anlatacağım.

Şimdilik Sağlık ve Sevgiyle kalın.

Uzm. Fzt. İlkay KOÇ

Etiketler