Sonda söyleyeceklerimi başta söyleyeyim; başta Devlet, Turkuvaz Medya ve sponsorlarımıza teşekkür ederim.
Ülkenin gastronomi sağlık ve turizminin dünyada 1 numara olabileceğini dünyaya birlikte gösterdik .
Gastroshow kalitesiz bir yeme içme panayırı değil Gastronomi turizmi Davos Zirvesi olduğunu ülkemizde 3.kez gösterdi.

Neden?
Bir, mekan seçimi… Swissotel The Bosphorus; kalitesi tartışılmaz, lokasyonu tartışılmaz.
İki, konuşmacı seçimleri ve içerikleri. Ülkenin en önemli insanları ve karar vericileri konuşmacı listesinde. Bu özenle seçim için aylarca titiz seçim yapan GTD yönetimine teşekkürler.
Üçüncü teşekkür ise dinleyici kalitesi; bu konuda halka açık veya giriş ücretli bir etkinlik olmadığından bence çok kıymetli. Kişiye özel davetiye ve barcodu olmayan kapıdan alınmadı. Hatta bu konuda delmeye çalışan veya ‘’Sen benim kim olduğumu biliyor musun?’’ formatı hareketler olsa da zerre taviz vermeyen GTD’ye ve özel güvenlik şirketimize tekrar teşekkürler.

Dört, sunulan yemekler ve sunum şekilleri. Burada Marka Doktoru’nun tecrübesi başlıyor. Bir salonda Erzurum Çağ Kebabı, Hollanda’dan gelen çiçekler ile süslenmiş alanda konuklara sunulurken bir yandan da Swissotel The Bosphorus’un ünlü Executive şefi tarafından balo salonunda takdim edildi. Herkes oturmalı yemek yedi. Kimse panayır kalitesizliğinde yemek peşinde koşmadı.
Beşinci olarak, teknik detaylar! Sahne, dekor, ses, stand gibi detaylarda bir standart vardı. Hiçbir marka kafasına göre stand kurmadı, her sponsor ortam kalitesine uygun bir özel stand tasarımı ile alana girmiş oldu; bu da etkinliğe katılanlara detaylar ile kaliteli sunumu gösterdi.

Altıncı olarak, öne çıkan şehirlere destek verildi. Bu sene Erzurum Unesco gastronomi kenti yolculuğuna başlaması sebebi ile onur kenti olarak en önde durdu. Ama ülkemizin diğer gastronomik kentleri de farklı şekillerde kendini gösterme imkanı buldu. Mesela Kahramanmaraş mükemmel dondurma şov ve Turizm İl Müdürü konuşmaları ile ilgi odağı oldu. Yanısıra Elazığ milletvekili sn.Mahmut Nazırlı 1300’den fazla yemeğini sahnede anlatma imkanı buldu. Basın tarafından bu detaylar çok ilgi çekti ..

Turkuvaz Medya desteğini herkes o gün damarlarına kadar hissetti. Sabah Gazetesi Gastronomi Gastrohow gazetesi yayınlaması tüm Türkiye’de bir ilk olarak tarihe geçti. Bu konuda Genel Müdür ve yardımcıları başta olmak üzere değerli ekibe içten teşekkürlerimizi sunarım. Ülkemizin gastronomi turizmi yolculuğunda çok önemli bir yapı taşı oluşturmuş oldular. Tüm Türkiye’de bu gazete etkinliğin kalitesinin bir çizgisi olarak imza atılmış oldu. Gerek içerik kalitesi gerekse Gastroshow sponsorlarına yapılan jest unutulmaz.

Moderatörler; hem tecrübesi hem de doğru sorular ile salondaki ortamı hep dinamik tutmayı bildiler. Tamer Levent zaten bir duayen. Teşekkürler. GTD YK üyemiz doç. Dr. Efsun Dindar hem diksiyonu bilgisi ve güzelliği ile salonda çok önemli bir oturumu kusursuz yönetti teşekkürler. GTD YK üyemiz Süleyman Gülüm moderatör olarak inanılmaz bir performans ile sadece Antiochia da muhteşem yemekleri ile değil, engin bilgisi ve yorumları ile GTD YK üyesi olarak büyük katkılar sağlayabileceğini ülkemize gösterdi. Çok teşekkürler. GTD bir aile olarak tüm samimiyet ve ülke sevgisi dolu moderatörleri ile izlenme oranı en yüksek zirve oldu.
Her ülkenin kaderinde görünmeyen bir güç vardır. Türkiye’nin gücü ne madenlerinde ne de sanayi bacalarında; Anadolu’nun bereketli topraklarında, üretken kadınlarında, bin yıllık tariflerinde gizli.

İşte Gastroshow 2025, bu gerçeği bir kez daha tüm Türkiye’ye ve dünyaya hatırlattı.
Gastronomi Turizmi Derneği’nin önderliğinde gerçekleşen bu yılki organizasyon, “Anadolu’dan Dünyaya Lezzet Diplomasisi” temasıyla Türkiye’nin tarım, turizm, sağlık ve ihracat gücünü aynı çatı altında buluşturdu.
Anadolu; Ekonominin Sessiz Mimarları
Gastroshow’un en etkileyici yüzü, hiç kuşkusuz Anadolu’nun dört bir yanından gelen markalardı. Kimi Kars’tan kaşar peyniri getirmişti, kimi Ayvalık’tan zeytinyağı, kimi Gaziantep’ten ev yapımı fıstıklı baklava .
Ama hepsi aynı hikayeyi anlatıyordu: “Üreten, ekonomiyi büyütür.”
Bu üretici markalar artık yalnızca yöresel pazarların değil, uluslararası markaların potansiyel tedarikçileri. Gastroshow onlara, yatırımcılarla ve otel zincirleriyle buluşma imkanı sundu. Bu, Türkiye’nin kalkınma modelinde sessiz ama devrim niteliğinde bir adımdı.
Çünkü bir ülkenin geleceğini, fabrikalar değil; emekle yoğrulmuş eller inşa eder.

Lezzetle Döviz Kazanmak
Türkiye bugün 1500’ü aşkın coğrafi işaretli ürüne sahip. Ancak bu ürünlerin büyük çoğunluğu henüz dünya pazarlarına açılmış değil. Gastroshow, bu potansiyeli yeniden gündeme taşıdı.
Zira her bir ürün – ister Kastamonu pastırması, ister Aydın inciri, ister Hatay künefesi olsun – yalnızca bir lezzet değil, ekonomik bir marka değeridir.
Gastronomi ihracatı, turizm gelirlerine eşdeğer bir döviz kaynağı haline gelebilir. Avrupa ülkeleri gastronomi üzerinden milyarlarca euro kazanırken, Türkiye’nin elinde hem zengin mutfak mirası hem üretim gücü hem de hikâye var.

Bu üçlüyü doğru bir stratejiyle birleştirebilirsek, gastronomi artık sadece turistik bir deneyim değil, bir ihracat kalemi olacaktır.
Devlet Politikası Haline Gelmeli
Artık ortada sadece bir sivil girişim değil, devletin sahiplenmesi gereken bir stratejik sektör var.
Tarım ve Orman Bakanlığı, gastronomiyi yerel üreticinin sesi haline getirmeli.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, gastronomiyi ülkenin tanıtım politikalarına entegre etmeli.
Ticaret ve Ekonomi Bakanlığı ise GTD ile entegre markalar ve kadın kooperatifleri ile daha yakın olmalı
Çünkü gastronomi artık “lüks” değil, ekonomik bağımsızlığın yeni dilidir.
Bir ülkenin mutfağı, onun ekonomisinin aynasıdır.

Uluslararası Arenada Türkiye Mutfağı
Gastroshow yalnızca ülke içinde değil, dünyada da ses getirecek bir projeye dönüşmeli.
Bir sonraki Gastroshow neden tekrar Newyork’da, Londra’da ya da Dubai’de yapılmasın? Daha önce 4 kez yurtdışında yaptığımız bu etkinlik Anadolu Ateşi gibi dünyayı turlamalı. Dünya basınında hakettiği yeri almalı…
Anadolu’nun zeytinyağı, kadın üreticinin sabrı ve Türk mutfağının ruhu, uluslararası arenada Türkiye’nin en güçlü diplomatik aracına dönüşebilir.
Yumuşak güç artık tabakta sunuluyor; mesele, o tabağı doğru hikayeyle tanıtabilmekte.

Sofradan Kalkınan Türkiye
Gastroshow 2025 bize şunu öğretti: Türkiye’nin geleceği sanayi dumanında değil, mutfak dumanında gizli olabilir.
Anadolu kadını ürettikçe, yerel marka güçlendikçe, coğrafi işaretli ürünler dünyaya açıldıkça bu ülke sadece ekonomik olarak değil, kültürel olarak da büyüyecektir.

Gastroshow, bir etkinlikten çok daha fazlasıydı; bir kalkınma vizyonunun mutfaktaki karşılığı.
Ve bu vizyon, doğru destekle Türkiye’nin “lezzet ekonomisi” çağını başlatabilir.
Bu sene “SAĞLIK” teması ile gastronomi turizmin önemini sağlık ile entegre ettik. Burada değerli hocalarımıza özellikle teşekkür etmek lazım. Prof. Dr Serdar Erdine, Prof. Dr. Oğuz Özyaral, Dr. Ender Saraç ve yemek psikolojisi konularında Psikolog Didar Bademci… Mükemmel konuşmalar dinledik yeni bilgiler edindik.

Kütahya Porselen sadece bir ana sponsor değil tüm ekibi ile ülke için çalışan bir nefer; gerek başkan Sema Güral Sürmeli başta olmak üzere, Güden Güral içten teşekkür ederim.

Tüm ekibi bir takım olmayı becermiş başta Dr.Taner Polat liderliğinde çok önemli bilgi içerik katkıları ile değer kattılar. Taner bey çok başarılı açılış konuşmaları ile göz doldurdu. Ekibin beyni Umut Soykan süreci çok iyi yönetti, konuşmalarında e-ticaret alanındaki gelişmeleri de çok iyi aktardı. Ekibin en sevileni Arda Tezel süper bir konuşma yaptı; son oturum olmasına rağmen herkes nefesini tuttu onu dinledi. Sonay Kelebek Doğanç engin bilgileri ile oturuma değer kattılar. Beni ilgilendiren en önemli şey ise Kütahya Porselen sadece bir şirket değil ülkemizin değerlerine sahip çıkan yumak şeklinde çalışan Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı bir aile olmayı başarmış Gastroshow da herkese gösterdiler.

Erzurum Belediye başkanımız mükemmel hizmetleri ile muhteşem bir konuşma yaptı. Tam bir gastroshow oldu. Sadece icraatın içinden sunumu değil gerçekleri Anadolu da neler olduğunu, oradaki çobanların barınaklarına kadar nasıl detaya girdiğini tek tek anlattı. Gelen konularımız bu konularda çok etkilendiler. Erzurum Belediyesi sadece kış turizminde değil gastronomi turzminde lezzetlerini tadımlatma imkanı da buldu. Vip yemekteki konullar Çağ Kebabı menüsünü Swissotel The Bosphorus zerafetinde KM Events süslenmiş özel masalarda tattılar. Ülkemizin her şehri çok önemli elbette sıra ile dünyaya tanıtmaya devam edeceğiz. Unesco sürecinde çok ciddi bir ekip çalışması ile başarıya ulaşan Erzurum gastronomisinde gizli bir kahraman var. Başkanın ekibi sağlam olduğu için başkan başarılı. Bu anlamda Gastronomi Müdürü Resul Parlak’a içten teşekkür ederim. Tüm iyi niyet ve anlayışı ile etkinlik başarılı geçti. Genelde ana sponsorlar beklentisi yüksek olur, kişisel ego ve kaprisleri olur ama sağolsun Resul kardeşim tam bir takım olmayı öğrenmiş. Tecrübesi ve alçakgönüllüğü ile salondaki tüm konuklar tarafından tam puan aldı. Ülkemiz için çalışan böyle neferler oldukça sırtımız yere gelmez.

Esas gizli kahraman Psikolog Didar Bademci… Gerek genç yaşta başarılı olması gerekse güzelliği gerekse ana sponsor zerafeti ile tüm konuklarda merak edilen kişi oldu. Mükemmel sunumları ve konuşmaları ile 25 yaşında 500 den fazla uluslararası sertifikası olan başarılı Türk psikoloğu nasıl olunuru sektöre gösterdi. İyi niyetli ekibi ile de tam bir ekip çalışması içinde olduk. Annesi bile Didar’a desteği yanından bir an olsun ayrılmadı. Psikolojimizin Yeme alışkanlıklarımıza olan etkileri başta olmak üzere inanılmaz detaylı bilgilendirmeleri ile gelen her misafirimize doyurucu bilgiler sundu. Standı ise en iyi stand seçildi. Bu konuda tam bir psikolog odası şeklinde olması tüm misafirler tarafından ilgi çekti. Teşekkürler Didar iyi ki varsın.

Bu haftalık benden bu kadar kalın sağlıcakla…












