gecce-

Türkiye denilince İstanbul; İstanbul denilince Beyoğlu… Ülkemizde gastronomi ve turizm anlamında en önemli lokasyon, 12 ay 24 saat yaşayan merkez hep Beyoğlu olmuştur. Aradığınız ve aramadığınız her şey burada olmuştur. Muhteşem mekanlar ve bu mekanlarda yaşanmışlıklar vardır. Şimdilerde ülkemizin her tarafında dekoru çok güzel mekanlar açılıyor fakat içinde yaşanmışlıklar olmadığından maalesef içi boş …

Özellikle İstanbul’da ve Çeşme, Bodrum, Adalar gibi lokasyonlarda sayısız şık mekan görüyorum ve soruyorum: Buranın nesi meşhur? Yanıt yok veya “Hepsi güzel.” Bunlar, hikayesi olmayan sayısız mekan anlamında.

İstiklal’deki eski hikayesi olan mekanlar ve buralara takılanlar hakkında azıcık bilgi vereyim:

Önce pastaneler:

Ankara Pastanesi (Petrograd): Beyoğlu İstiklal’de 103 numarada açılmış, 1920’de kurulmuş. Özelliği sabaha kadar açık olması imiş. Buraya takılan isimler: Fikret Mualla, Necip Fazıl Kısakürek, Hayat Dergisi sahibi Kazım Sevinç.

Baylan Pastanesi: İstiklal’de aydınların buluştuğu özel bir mekan daha. Kurucusu Philip Lenas, 1919’da Yunanistan’dan göç etmiş. İlk Loryan pastanesini açar. 1930’da Türkçeleştirme döneminde mükemmel, kusursuz anlamında Baylan ismini alır. Buraya gelenler: Attila İlhan, Cemal Süreya, Demirtaş Ceyhun, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Ferit Edgü, Haldun Taner, Halit Refiğ, Hasan Pulur, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Peyami Safa, Sait Faik Abasıyanık, Salah Birsel, Yılmaz Gruda.

Bu kadroya hizmet eden Hristo, Haylayf pastanesinden transfer.

Elit Kahvesi: 1936’da kuruldu, bohem tarzı olan edebiyatçıların mekanıydı. Orhan Veli, Attila İlhan, Fethi Karakaş, Fikret Akdora, Alp Kuran. Buraya gelenler arasında usta-çırak ilişkisi vardı.

Lebon Pastanesi: Lebon’da her şey güzeldir anlamına gelen “Chez Lebon tout est bon” cümlesi çok meşhur idi. Burası Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Nur Baba” romanında geçer. 1946’da Lebon’a gelen yazarlar her gün 15:00’ten itibaren gelirler ve sanat sohbetleri yaparlardı. Kimler derseniz: Sabri Berkel, Hakkı Anlı, Cemal Tollu, Hamit Görele, Salah Birsel, Burhan Toprak, Behçet Necatigil ilk akla gelenler.

Markiz Pastanesi: İstiklal No: 172’de 1937 yılında Avedis Ohanes Çakıroğlu tarafından kuruldu. Çikolata merakı olduğundan ismi Paris’teki ünlü “Marquise de Sevigne”den esinlenmiştir. Buranın en ünlü müdavimi Haldun Taner idi. Selim İleri, Yusuf Ziya Ortaç, Yahya Kemal Beyatlı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Cemal Kuntay da buraya gelenlerdendir. Çikolata ürünlerinde ve Fransız pastalarında çok popüler idi.

Nisuaz Akademi: İstiklal 115 numarada 1920 yılında Piko Kiriçis tarafından kuruldu. Cumartesi öğleden sonra arka taraf edebiyat fakültesine dönüşürdü. İlk gelen Suut Kemal Yetkin idi. Sonra Ahmet Hamdi Tanpınar, Sait Faik, Vehbi Eralp çekirdek kadro idi.

Tokatlı Pastanesi: Buraya gelenler ise: Fikret Adil, Çallı İbrahim, Mahmut Yesari, Yahya Kemal. Buraya gelenler bir dergi çıkartalım derler ve ortaya Kültür Haftası dergisi çıkar. Pastanenin müdavimlerinden Necip Fazıl Kısakürek, “Ağaç” dergisini yayınlamakta idi.

Gelelim diğer mekanlara:

Bedros: Asmalımescit’te 1930’da kurulmuş.

Çardaş Lokantası: En iyi çigan müziği dinleyebileceğiniz yer idi. Müşterileri genelde Levantenler idi.

Fischer Lokantası: Sümbül Sokak’ta Arjantinli Rudolf Fischer tarafından kurulmuş idi. 30 yıl faaliyet gösterdi. Bugün Asmalımescit’teki ünlü Refik Lokantası kurucusu olan Refik, burada bulaşıkçı olarak işe başlamış idi. Rudolf burayı kızına ve damadına bıraktı, sonra Nil Lokantası’nı açtı. Giderken de sadece Refik’i yanında götürdü. Burayı sadece 2 yıl işletebildi, sonra vefat etti.

Kohout Lokantası: Asmalı’da Fransız Geçidi tam karşısında 1900’da kuruldu. 20 yıl iş yaptı.

Novotny Lokantası: Jean Novotny tarafından Minare Sokak’ta 1920’de kurulmuş idi. Manzarası çok iyi idi. Kadınlar Orkestrası çok ünlü idi. 1940 yılında müzikli mekanda tabldot 75 kuruş idi.

Refik: 1954 yılında Refik Aslan tarafından kuruldu. Rize Hemşin’den gelip Tünel’deki Fischer’de çalışan ağabeyinin yanına bulaşıkçı olarak işe başladı. Cumhuriyet Köşesi; Abidin Dino, Aziz Nesin vb. özel hediyeleri ve fotoğrafları mevcuttur.

Yakup: 1977’de Yakup Aslan tarafından kurulmuştur. Refik Aslan’ın yeğenidir. Buraya gelenler: Edip Cansever, Cemal Süreya, Özdemir Asaf, Turgut Uyar, Çetin Özbayrak ilk akla gelenler. 1982’de Yakup 2 açıldı. İki mekanı da işleten Yakup, 2013’te vefat etti. Oğlu Yıldıray Arslan emaneti başarı ile sürdürmekte.

Rus Lokantası: Ayaspaşa Rus Lokantası, 1943’te Macar göçmeni Judith ve eşi beyaz Rus Boris Krischanovski tarafından Gümüşsuyu’nda kurulmuştur. Bülent Ecevit, eşi Rahşan Hanım’a burada evlenme teklif etmiştir.

Hacı Abdullah Lokantası: 1888 yılında kurulmuştur. İstiklal’deki faaliyeti 1920’dir. Lokanta lezzet efsanesidir. Sultan Vahdettin’den alınan izinle Rumeli Han girişine taşınmış idi. Buraya gelenler: Yahya Kemal Beyatlı, Nezihe Araz, Yusuf Ziya Ortaç, Abdülhak Şinasi Hisar ilk akla gelenler. Şu an işletme Turgut Gülen tüm zorluklara rağmen kaliteden ödün vermeden ülke gastronomisi için çalışmalara devam etmektedir.

Bu haftalık benden bu kadar. Beyoğlu lezzetleri ilk yazısında ancak bu kadar lezzet durağı yazabildim. Lakerda, çikolata, profiterol vb. daha neler var neler ama önce kaybolan ve kaybolmaya yüz tutmuş lezzetlerden bahsetmek istedim.

Şimdilerde kalitesiz insan sürüleri ile zor yürüdüğümüz Beyoğlu, eskiden kimlerin takıldığı hangi mekanlardan oluşuyor idi. Nereden nereye geldik zerafet ve insanlık açısından bunu ara ara hatırlamak ve farkındalık gerekmekte.

Kalın sağlıcakla…

Etiketler