Venedik Bienali Türkiye Pavyonu’nun tarihçesi, eserleri, sanatçıları ve etkisi…
Türkiye’nin Venedik Bienali’ne katılımı, heyecan verici bir sanat ve mimarlık platformu olarak Türk sanatının ve kültürünün uluslararası alanda tanıtılmasını sağlamaktadır. İşte Türkiye’nin Venedik Bienali Türkiye Pavyonu’nun tarihini ve bugününü keşfetmek için bir göz atalım:
-
İlk Katılım: Türkiye, Venedik Bienali’ne resmi olarak ilk kez 1952 yılında katıldı. Ancak Türkiye Pavyonu’nun kurulması ve düzenli olarak Bienal’e katılımı 2003 yılında başladı.
-
2003’ten Günümüze: İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın liderliğinde, Türkiye Pavyonu her yıl farklı bir tema veya perspektif etrafında şekilleniyor. Her yıl farklı sanatçılar ve küratörler Türkiye’yi temsil ediyor ve kendi özgün sanat eserlerini Bienal ziyaretçileriyle buluşturuyor.
-
Türk Sanatçılar ve Eserler: Türkiye Pavyonu’nda sergilenen eserler genellikle Türk sanatçıların çağdaş eserlerinden oluşur. Türk sanatçılar, farklı disiplinlerden eserlerle Bienal’e katkıda bulunur ve Türk kültürünü uluslararası sanat sahnesinde temsil ederler. Sergilenen eserler arasında resim, heykel, video sanatı, enstalasyonlar ve performanslar gibi çeşitli sanat formları yer alır.
-
Türk Kültürü ve Yaratıcılığı: Türkiye Pavyonu, Türk kültürünün zenginliğini ve çeşitliliğini yansıtan eserlerle doludur. Sanatçılar genellikle Türkiye’nin tarihi, toplumsal meseleleri, kültürel mirası ve çağdaş yaşamı gibi konuları ele alırken, yaratıcı ve çarpıcı bir şekilde ifade ederler.
-
Uluslararası Platform: Venedik Bienali Türkiye Pavyonu, Türk sanatının uluslararası alanda tanıtılması ve Türk sanatçıların dünya çapında tanınmasına olanak sağlar. Bienal, sanatseverlerin ve koleksiyonerlerin Türk sanatını keşfetmesi için önemli bir fırsat sunar ve Türk sanatının küresel bir çerçevede değerlendirilmesine katkıda bulunur.
Venedik Bienali Türkiye Pavyonu, Türk sanatının ve kültürünün uluslararası alanda gözler önüne serildiği önemli bir platform olarak Türkiye’nin sanat alanındaki varlığını güçlendirmeye devam etmektedir.
Venedik Bienali Türkiye Pavyonu Nedir?
Venedik Bienali Türkiye Pavyonu, her yıl dönüşümlü olarak sanat sergileri düzenleyen ve ulusal temsil modelini benimseyen Venedik Bienali’nin Türkiye’yi temsil eden ve ülkemizde düzenlenen bir sergi etkinliğidir. Türkiye Pavyonu’na İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), 2007 yılından bu yana ev sahipliği yapmaktadır. Sanat bienali için Türkiye Pavyonu‘na davet edilecek sanatçıları ve sanatçıları belirleyecek küratörü ise iki yılda bir değişen Venedik Bienali Türkiye Pavyonu Danışma Kurulu tarafından önerilmektedir. Bu model, Türkiye’nin bienaldeki temsilini sürekli olarak yenileyerek ve çeşitlendirerek Türk sanatının uluslararası alandaki varlığını güçlendirmeyi amaçlamaktadır.
Venedik Sanat Bienali Türkiye Pavyonu ziyaretçileriyle buluştu
Türkiye Pavyonu’nun açılışı 18 Nisan Perşembe yapıldı
Venedik Bienali’nin ana sergi mekânlarından Arsenale’de yer alan Türkiye Pavyonu’nun açılışı 18 Nisan Perşembe günü, T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımıyla gerçekleştirildi.
Venedik Bienali 60. Uluslararası Sanat Sergisi’ndeki Türkiye Pavyonu, İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın ev sahipliğinde yapılan açılışa T.C. Roma Büyükelçisi Ömer Gücük, T.C. Roma Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Müşaviri Haluk Söner, T.C. Milano Başkonsolosu Mehmet Özöktem ve T.C. Venedik Fahri Başkonsolosu Filippo Olivetti katıldı.
Venedik Bienali’ne Türkiye İlk Kez Ne Zaman Katıldı?
Türkiye’nin Venedik Bienali Uluslararası Sanat Sergisi’ne ilk katılımı 1991 yılında, Beral Madra’nın kişisel çabaları ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle gerçekleşti. Beral Madra, 1991-2001 yılları arasında bienalde yer alan Türkiye sergilerinin küratörlüğünü ve direktörlüğünü üstlendi. İlk Türkiye Pavyonu ise 2003 yılında düzenlendi ve bu pavyonun küratörlüğünü ve komiserliğini de yine Beral Madra üstlendi. Madra, Türkiye’nin 2007 yılına kadar Bienal’e katılmasını organize etti ve bu süreçte Türk sanatını uluslararası alanda temsil etti. Beral Madra‘nın liderliğinde Türkiye, Venedik Bienali’nde sanatseverlerle buluşarak Türk sanatının uluslararası alandaki varlığını güçlendirdi.
Dünden Bugüne Türkiye Pavyonu’nda Yer Alan Sanatçılar ve Eserleri
2003 yılında Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın desteğiyle kiralanan geçici bir sergi alanı ile Türkiye Pavyonu hayata geçirildi. Küratörlüğünü ve siparişini yine Beral Madra’nın üstlendiği ilk Türkiye Pavyonu, Gül Ilgaz, Ergin Çavuşoğlu, Neriman Polat, Nazif Topçuoğlu ve Nuri Bilge Ceylan’ın katılımıyla “In Limbo” isimli bir sergi düzenledi. Bu sergi, Türk sanatının çeşitli yönlerini ve farklı sanatçıların eserlerini bir araya getirerek Venedik Bienali’nde Türkiye’nin sanat potansiyelini uluslararası alanda tanıtmaya yönelik önemli bir adım oldu.
2005 yılında, 51. Uluslararası Venedik Bienali Türkiye Pavyonu’nun küratörlüğünü tekrar Beral Madra üstlenirken, koordinatörlüğünü ise Murat Pilevneli yaptı. Bienal kapsamında, ünlü oyuncu Tilda Swinton’un rol aldığı Hüseyin Çağlayan’ın “Absent Presence” adlı video çalışması Palazzo Levi’de sergilendi. Bu sergi, Türk sanatının uluslararası alandaki varlığını pekiştirmeye ve Venedik Bienali’nde Türk sanatını daha geniş kitlelere tanıtmaya yönelik önemli bir adım oldu. Tilda Swinton’un katılımı ve Hüseyin Çağlayan’ın eseri, Türkiye Pavyonu’nun bienalde daha fazla dikkat çekmesini sağladı ve Türk sanatının uluslararası alanda daha görünür hale gelmesine katkı sağladı.
Hüseyin Bahri Alptekin, “Don’t Complain”; 2007
Türkiye Pavyonu, 2007 yılından itibaren İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenmeye başladı. 2007 yılında 52. Uluslararası Venedik Bienali için Türkiye Pavyonu’nun küratörlüğünü yapan Vasıf Kortun, Hüseyin Bahri Alptekin‘i pavyon için bir proje gerçekleştirmeye davet etti. Alptekin, “Don’t Complain” adlı yarı kemerli formda bir dizi spesifik tek hücreli mekândan oluşan bir yerleştirme tasarladı. Bu proje, Türkiye Pavyonu’nun Venedik Bienali’ndeki katılımını yeni bir perspektifle ele alarak, sanatseverlere etkileyici bir deneyim sunmayı amaçladı. Hüseyin Bahri Alptekin‘in “Don’t Complain” adlı eseri, Türk sanatının çeşitliliğini ve yenilikçiliğini Bienal ziyaretçilerine gösterme fırsatı yarattı.
2009 yılında, 53. Venedik Bienali Türkiye Pavyonu için danışma kurulu, küratörlüğünü Başak Şenova’nın yaptığı “Lapses/” isimli projeyi seçti. “Lapses/”, Ahmet Öğüt‘ün “Exploded City” ve Banu Cennetoğlu‘nun “KATALOG 2009” isimli eserlerinden oluşmaktaydı. Bu proje, Türk sanatının çeşitliliğini ve yenilikçiliğini Bienal ziyaretçilerine gösterme fırsatı yarattı ve Türkiye’nin sanatsal potansiyelini uluslararası alanda tanıtmaya yönelik önemli bir adım oldu. Ahmet Öğüt ve Banu Cennetoğlu‘nun eserleri, Türkiye Pavyonu’nun Venedik Bienali’ndeki varlığını daha da güçlendirdi ve Türk sanatının uluslararası alanda daha fazla tanınmasına katkı sağladı.
Ahmet Öğüt, “Exploded City”; 2009
2011 yılında Ayşe Erkmen, “Plan B” adlı çalışmasıyla Türkiye’yi Venedik Bienali’nde temsil etti. Bu seneki pavyonun küratörlüğünü Fulya Erdemci üstlendi ve Danae Mossman ise küratöryel işbirlikçisi olarak görev aldı. Ayşe Erkmen‘in “Plan B” adlı çalışması, Türk sanatının yenilikçi ve çarpıcı bir örneği olarak Bienal ziyaretçilerine sunuldu.
Banu Cennetoğlu, “KATALOG 2009″; 2009
2013 yılına gelindiğinde ise Türkiye Pavyonu’nun küratörlüğünü Emre Baykal üstlendi ve Ali Kazma “Resistance” adlı eseriyle Bienale katıldı. Emre Baykal‘ın liderliğindeki Türkiye Pavyonu, Ali Kazma‘nın eseri aracılığıyla Türk sanatını uluslararası alanda temsil etmeye devam etti. Ali Kazma‘nın “Resistance” adlı eseri, Türkiye Pavyonu’nun Bienal’deki varlığını güçlendirdi ve Türk sanatının uluslararası alanda daha da tanınmasına katkı sağladı.