gecce-

Meghan Markle, yeniden markalaşma konusunda en kötü girişimlerden birine sahip!

 

Pek çok ünlü isim kendilerini yeniden markalaştırmaya girişti ancak Meghan Markle’ın yeniden markalaşması umduğu gibi gitmedi ve şimdi eleştirilerin hedefi oldu!

 

Ah, Meghan Markle. Doğrusunu söylemek gerekirse nereden başlayacağımızı bilmiyoruz. Kraliyet ailesinin korkunç muamelesi nedeniyle herkesin acıdığı hoş bir kadından, o kurban hikâyesini bu kadar uzun süre sürükleyip geçmişe dönüp bakarak kendini bir kötü figüre dönüştürmeyi başardı!

 

The Tig'de öz sevgi ve güçlendirme hakkında birçok düşünce parçası bulacaksınız. Buradaki güzellik anahtardır.

 

Meghan Markle’ın projeleriyle ilgili yaşanan bu döngü gerçekten dikkat çekici. İlk başta büyük bir heyecan ve medya ilgisiyle başlayan girişimler, zamanla beklentilerin altında kalıyor gibi görünüyor. Özellikle “Archetypes” adlı podcast’i büyük bir ilgiyle duyurulmuştu, ancak sonunda sadece bir sezon sürdü ve Spotify anlaşması da sessiz sedasız sona erdi.

Benzer şekilde, son yeniden markalaşma hamlesi olan “American Riviera Orchard” (daha sonra “As Ever” olarak yeniden adlandırıldı) da büyük umutlarla lanse edildi, fakat lansmandan kısa bir süre sonra eleştirilerin hedefi haline geldi. Üstelik marka logosunun bile telif sorunlarıyla karşılaşması, projenin hazırlık aşamalarının aceleye getirildiği izlenimini güçlendirdi.

 

Resim şunları içerebilir Giyim Giyim Meghan Markle İnsan Kişi Bornoz Moda Akşam Elbisesi Elbise Mobilya ve Sandalye

Meghan’ın medyadaki imajını kontrol etme çabaları, projelerin başarısından çok, onları çevreleyen anlatının baskın çıkmasıyla sonuçlanıyor gibi. Anlatıyı yönlendirme isteği, projelerinin içeriğinden daha fazla gündem oluşturuyor. Sence Meghan’ın bir sonraki hamlesi ne olabilir — daha kişisel bir girişim mi yoksa tamamen farklı bir strateji mi denemeli?  “With Love, Meghan” gerçekten de Meghan Markle’ın imajını yumuşatmaya yönelik bir adım gibi görünüyor — sanki onun daha samimi, “halktan biri” tarafını öne çıkarmayı amaçlayan bir strateji. Ancak eleştirmenlerin yorumlarına bakılırsa, bu deneme de istenilen etkiyi yaratmamış gibi.!

 

Meghan Markle, başta özgün bir ses olarak ortaya çıkmışken, son projelerinde daha çok “PR ürünü” havası vermeye başladı!

 

Sorun tam olarak Meghan’ın “kurgulanmış sıradanlığında” yatıyor. Birisi “sıradan” ve “halktan biri” olduğunu söylediğinde, ama bunu yaparken birkaç on binlerce dolarlık mermer tezgahlı mutfakta ve ortalama bir yıllık maaş değerindeki kaşmir kazağıyla oturuyorsa, bu durumda izleyicilerin bağlantı kurması pek mümkün olmuyor.

İnsanlar samimiyeti seviyor, ama bu kadar planlanmış ve cilalanmış bir samimiyet yerine gerçek, doğal anlar görmek istiyorlar. İzleyiciler, sahte ya da sahnelenmiş bir anlatıyı hızla fark edebiliyor. Meghan’ın “sıcak ve içten” marka imajı, daha çok bir halkla ilişkiler stratejisi gibi duruyor ve bu da onu gerçekten mücadele eden, hayatın zorluklarını deneyimleyen bir kadın figüründen uzaklaştırıyor.

Özellikle de Jennifer Garner’ın mutfakta dağınık halde yemek yaptığı videolarını ya da Drew Barrymore’un hayatındaki zorlukları içtenlikle anlattığı röportajları düşününce… Bu isimler, kırılganlıklarını ve kusurlarını göstermekten çekinmiyorlar. Meghan ise sanki her kareyi kontrol etmeye çalışıyor ve bu da tüm o doğallık hissini ortadan kaldırıyor. 

Meghan Markle i princ Harry

Kusursuzluk değil, içtenlik kazanıyor artık.

Meghan’ın anlatısıyla gerçekler arasındaki bu büyük çelişki, halkın güvenini zedeleyen en büyük etkenlerden biri gibi görünüyor. Sürekli mahremiyet ve sakin bir hayat istediğini dile getirmesi, ardından lüks projelerle ve göz önünde olmaya devam eden girişimlerle yeniden sahneye çıkması, “ne istediğini gerçekten biliyor mu?” sorusunu akıllara getiriyor.

“With Love, Meghan”’in samimi bir iç döküş olması beklenirken, izleyicilere duygusal bağ kuracakları gerçek bir Meghan yerine, sanki imaj tamirine odaklanan cilalı bir kampanya sunulmuş gibi duruyor. Özellikle de gösterilen her sahnenin kusursuzca kurgulandığı hissedilince, bu “sıradan kadın” imajı daha da inandırıcılığını yitiriyor.

 

Prince Harry eating a yoghurt and Meghan Markle painting her nails in the kitchen

Ayrıca, onun mağduriyet hikayesine sık sık geri dönmesi de önemli bir nokta. Elbette yaşadığı zorluklar göz ardı edilemez, ama izleyici artık bundan sonra ne yapacağını görmek istiyor. Geçmişteki acıların sürekli ön plana çıkarılması, izleyicide bir noktadan sonra “Peki ya şimdi?” sorusunu uyandırıyor.

Meghan aslında hâlâ büyük bir potansiyele sahip. Karizması, etkileyici bir hayat hikayesi ve ilgi çekici bir kişiliği var. Eğer bu sahte parıltılı görüntüyü bırakıp gerçekten içten bir hikaye anlatmaya başlarsa kusurlarıyla, hatalarıyla ve duygularıyla o zaman insanlar ona yeniden bağlanabilir.

 

Prince Harry ve Meghan Markle

 

Aslında Meghan’ın ilham alabileceği pek çok güçlü kadın örneği var: Oprah Winfrey, Angelina Jolie veya Priyanka Chopra gibi isimler, lüks yaşamlarını saklamıyorlar ama etkilerini anlamlı bir şekilde kullanıyorlar. İnsanlar onları paraları için değil, etkileri ve yaptıkları işler için seviyorlar.

Meghan da aynı yolu izleyebilir:

  • Kendini merkeze koymak yerine, enerjisini başkalarının hikayelerini anlatmaya yönlendirebilir.

  • Lüks yaşamını saklamak yerine, bunu nasıl faydaya çevirdiğini gösterebilir. (Bağışlar, projeler, sosyal adalet çalışmaları gibi)

  • PR cümleleriyle değil, gerçekten samimi, filtresiz bir şekilde deneyimlerini paylaşabilir.

Autentičnost (otantiklik) gerçekten de inşa edilemez — bu ya vardır ya yoktur. Ama Meghan’ın hâlâ bir şansı olabilir, özellikle de bu eleştirileri dikkate alır ve kendini yeniden konumlandırırsa.

SİZCE;  Meghan böyle bir dönüşüm yapmaya cesaret edebilir mi? Yoksa bu imaj savaşını çoktan kaybetti mi?