gecce-

14 MAYIS AKŞAMI CANNES’DA YILIN ANA FILM GÖSTERILERINDEN BIRI BAŞLIYOR VE BIZ ŞIMDIDEN SABIRSIZLIKLA BEKLEDIĞIMIZ ANA GALALARI BIR ARAYA GETIRDIK.

“METROPOLIS”, FRANCIS FORD COPPOLA

Bu film,  festivalin ana favorilerinden biri olmakla kalmayıp aynı zamanda yılın en çok beklenen filmlerinden biri olarak da dikkat çekiyor. Yabancı sinemanın bir klasiği olan Megapolis’i 30 yıl boyunca çekme hayalini kuran yönetmen, bu projeye kişisel olarak yaklaşık 120 milyon dolar yatırım yapmıştır. Film, Sezar ve Cicero’nun Amerika Birleşik Devletleri’nin alternatif bir tarihinde iktidar için mücadele ettiği konuyu ele alıyor. Bir karakter gerçek bir ütopya hayal ederken, diğeri ise açgözlülüğe saplanmış durumdadır. Ancak Belediye Başkanı Cicero’nun kızı, daha iyi bir gelecek arayışında Sezar’ı desteklemektedir. Filmin yönetmen koltuğunda Adam Driver bulunurken, Cicero rolünü ise birçok kişinin The Mandalorian’daki performansıyla tanıdığı Giancarlo Esposito üstlenmektedir.

YORGOS LANTHIMOS’TAN İYILIK TÜRLERI

Geçen yıl Venedik Film Festivali’nde büyük ödül kazanan ve birçok dalda Oscar’a aday gösterilen “The Wretched Ones”ın yönetmeni Yorgos Lanthimos, açıkça durmayı düşünmüyor. “The Goodness”, üç ana karakterin hikayesini anlatan yeni bir film. Emma Stone, Jesse Plemons ve oyuncu kadrosundaki favori Will Dafoe, dizinin gerçekten mükemmel olacağının ipuçlarını veriyor.

“LIMONOV, EDDIE HAKKINDAKI BALAD”, KIRILL SEREBRENNIKOV

"Limonov, Eddie hakkındaki balad"

2020 yılında en nefret edilen Rus şairlerinden biri olan Eduard Limonov vefat etti. Kirill Serebrennikov’un yeni filmi kısmen Emmanuel Carrera’nın yazdığı biyografiye dayanıyor. Ancak kitabın kendisinin yazarın hayatı hakkında en güvenilir bilgi kaynağı olmadığını anlamak önemlidir. Ancak yine de Serebrennikov’un yeni çalışmasına bakmaya değer.

FURIOSA: MAD MAX GÜNLÜKLERI, GEORGE MILLER

Kesinlikle sabırsızlıkla beklediğimiz bir başka film; hem de sadece Cannes’da değil. Öncelikle büyük beğeni toplayan serinin devamının, bu film sayesinde ünlü olan George Miller tarafından yönetildiğini görmek güzel. İkincisi, oyuncu kadrosu gerçekten ilgi çekici – Charlize Theron ve Anya Taylor-Joy birbirine benzemiyor, ancak yine de ön filmin kahramanı olarak genç oyuncu oldukça organik görünüyor. Ayrıca Chris Hemsworth’un canlandırdığı Warlord Dementus’a bakmak özellikle ilginç.

“İKINCI PERDE”, QUENTIN DUPIEUX

İkinci Perde Cannes Film Festivali’nin açılış filmiydi. Bu romantik komedinin oldukça heyecan verici bir konusu var: Ana karakter sevgilisini babasıyla tanıştırmak istiyor ama genç adam ona karşı karşılıklı duygular beslemiyor ve onu arkadaşı Willy ile ayarlamayı umuyor. Uzun zamandır beyazperdede görmediğimiz ve şimdiden çok şey kaçırdığımız Louis Garrel’in çekimlerde yer alması nedeniyle de olsa izlemeye değer.

MUHAMMED RASOULOF’UN “KUTSAL İNCIRIN TOHUMU” ADLI ESERI

"Kutsal İncir Tohumu"

İran’da durum hala çalkantılı ancak protestocu yönetmenler çeşitli yasaklara ve ülkeyi terk etmelerine rağmen film çekmeyi başarıyorlar. Henüz filmin kendisi ve konusu hakkında hiçbir bilgi yok; bu da filmi daha da ilginç kılıyor. Aynı zamanda Rasoulof’un kendisini neredeyse düzenli olarak parmaklıklar ardında bulduğunu ve 8 Mayıs 2024’te sekiz yıl hapis cezasına çarptırıldığını da hatırlayalım.

“ÇIRAK” ALI ABBASI

"Öğrenci"

İran kökenli Danimarkalı yönetmen neredeyse her zaman en tartışmalı konularda filmler yapıyor. Ve bu kez Donald Trump’ın kişiliğiyle ilgilendi. Ali Abbasi, eski ABD Başkanı’nın imparatorluğunun ilk yıllarına ve oluşumuna ilişkin vizyonunu sunmaya karar verdi. Başrolde Sebastian Stan rol aldı – ana Marvel yıldızlarından biri, bağımsız yarı belgesel filme oldukça organik bir şekilde uyuyor.

Etiketler